8 Ekim 2012 Pazartesi

Alex de Zorba

Sadece kasanın başına geçtim

Futbolun ölümünün para olduğunu söyleyip duranlara, paranın öldürdüğü ilk şeyin futbol olmadığını söyleyerek söze başlayalım.
Bir süredir işlerim sebebiyle bu sanal "yalan" dünyaya dönemedim. Aslında hep burdaydım, sadece kasanın başına geçtim.
Kasa başında her şey daha yalandı ve gerçekti.
Sanal dünyaya sızmanız için gereken tek yalan söyleme gerekliliği, yalanlar artınca sanaldan yalana dönmeyi gerektiriyor.
Şimdi bunları yazarken parmak uçlarımda biriken antrenman fazlalığı ve maç eksikliği duyguları birbirine hiç karışmıyor. Hayatımda antrenman olan şeyleri hep öne aldım ve maç gününü ise hep erteledim. Bununla övünmedimse de kendimden bahsetmeden öleceğimi sanırken bu yalan dünya beni son anda ego pişmanlıklarından kurtardı ve kendimi okurummuş gibi de hissettiğim bu devranda çalakalem girişiyorum gündelik hayata...

Ben yokken bir ben yoktum yani

Ben buralarda yokken, öyle şeyler oldu ki, onları bilenlere, gören ve duyanlara onlardan bahsetmekle gerçekleşecek haberciliğe girişmemem onları unutmamı da gerektirmezdi. Ben yokken bir ben yoktu yani maaşallah. Bunda emeği olan herkesin allah cezasını versin, diyorum başka şey demiyorum. Herkes ve her şey üst üste geldi; gündem dev bir balona dönüşmenin ötesine geçince balon havalanamayarak bir zeplin edasıyla patladı.
Gerçek hayat patladığında ilk önce kelimeler düşer vitrinden. Söz kaybolur ve söyleyemezsiniz söylenmesi gerekeni. Buna ben daha çok sözün ele geçirilmesi diyorum. Geçici bir süre ya da kalıcı bir sağırlıkta...
İşte böyle bir şey oldu. Zorbaca ya da çelebice gerçek hayat elimizde patladı.
Geçtiğimiz yılı güzide bir futbol kulübümüzün şike davasıyla geçirmemiz sırasında, o kulübün taraftarları ve diğerlerinin elinde alından kelimeler serbest kalınca, yazı makinesinin işleme alışkanlığını yitirmesinden olacak futbol megafonunun ağzından yanlış kelimeler döküldü ve neticede sorumlu bulundu. Alexander de Souza.

Zorba bir taverna adı değildir

Her şey yunan olabilir, ama herkes Yunan olamaz. Taverna ahlakını tercih ederseniz adınız Zorba da olsa Aleksi Zorba ruhuna zerre yaklaşamazsınız, zira Zorba damıtılmıştan çok mayalı içkileri sever. Yunanlılar, yunan kültürünü günümüz turizmiyle birleştirip maliyetine satarken, Yunanlı Aleksi Zorba'nın çok ötesinden bile geçemezler. O halde ruh olarak Zorba, Akdeniz denen iç okyanusun her yerinde ve deminde gezer. Ona bir solukla bile ulaşmanız mümkündür. Aslen de tek yolu odur Zorba olmanın.
Alexander de Souza, aramızdan ayrılıyor. Sekiz yıl boyunca yunan tarzı tüketilirken bile Zorba ruhunu yaşayan bu büyük topçu, kader olarak da ona çok yaklaşmanın arefesinde, Alex de Zorba olup öldürülerek memleketine gönderiliyor.
Sarı-lacivert renklerin hakim olduğu bu cenazede ince yeşil bir kan sızıntısı var, ama ne yazık ki göze bile çarpmıyor.

2 yorum:

  1. Ne futboldan ne de dönen dolaplardan hiç anlamam ama demek istediğinizi anladım nede olsa Zorbayı hem okudum hem izledim.

    YanıtlaSil
  2. Zorba nedense okunmadan anlayamayacağımız, ama okuduktan sonra da "ben biliyorum bunu yahu" diyeceğimiz şekilde anlaşılmıştır bu iklimde...

    YanıtlaSil