3 Şubat 2012 Cuma

Kelepir öldürür korsan süründürür

Korsan hırsız değilse ben neyim 2


"Mutlaka izleyin," diye noktalamıştık "Korsan hırsız değilse ben neyim?" başlıklı yazımızı. İçimizde bir yerde o mahur film devam etmekte. Hasbelkader biz yazarları derinden yaralayan daha yakın bir tokat da tekdir değil kelepirdir.
Biz uslanmayız, cevherimiz buradan gelir, ama dayanamadığımız tek şey varsa onun karşısında boyun eğer çeker gideriz: Başarısızlık.
Aslında her başarısızlık, gerçek ve uzaktaki hedef için gereken aşamalardan birisidir. Belki de... Belki değil. Hele ki o aşama sonucunu kader diye gözümüze sokarlarsa. O gün biteriz biz.
Korsan beni aşırsın, sanal beni taşırsın; bir yere kadar: Fişi çeker kurtuluruz vre... Ama tarihsel olarak en üstümüzde, baştacı rakımında, hadi olmadı az ötemizde duran ve bize sahip çıkıp şimdilerde buz hokeyi topu gibi patinajlara terk eden yayıncı hüviyetli kişilerin son 20 senedir yedikleri bu halt arşa tırmanıyor, sonra zehirli atık bulutları olarak maziye ve atiye yağdırıp duruyor toksinleri. Boğuluyoruz.
Korsana polis, zabıta... Ya kelepire ne? Yayıncılar Dirliği mi, Taklavatçılar Derneği mi, B.E.N HEP B.E.N Yazarlar Derneği mi? Bütün oylar Roma'ya, ama sonunda Hiçbiri Partisi kazanır, kasa gibi.
Yazarım uyan. Okurum tevessül etme. Kitapçı, hak yeme.
Kelepir öldürür, korsan süründürür.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder