17 Ekim 2022 Pazartesi

Ürya ya da Romantik Papağan


Rüyalara ürya demeyi çok seviyorum, zira bir şekilde rüyalarımın psikoseksüel mesajlar ya da eleştiriler taşıdığını anlıyorum zamanla.

Dün geceki üryam giyinikti. Aksiyon tarafı o. Aksiyonda kahramanlar ayrıca silahlarla da giydirilir. Benimse silahım âşık olduğum kadındı. Aşk konusuna sonra girelim nedendi kimdi falan.

İçinde yaşadığımız şehir ya da yolculuğun geçtiği mekânlar sıradışıydı.

Üryalarımın bir haritası vardır. “Rüya Şehri” roman taslağımda ya da notlarımda bu şehir var. O kitabı yazınca o şehri de açık etmiş olacağım.

Üryamda bu şehirde değildik. Şimdi, biraz geç yazdığım için kristallerine ayrılan üryamın hatırladığım kadarını ve bende uyandırdığı izlenimleri, duyguları anlatmaya çalışacağım.

Sonuç olarak belki de ilk kez üryamın nesnesi olan kadının da bu metni okuyacak olması çok değişik ve şanslı bir durum sunuyor bana. Mutluyum.

Üryalarımı yazarken bu giriş gevezeliğimi de ayrıca seviyorum. Ürya (üryandan geliyor kanımca) hem kalıcı olarak not edilecek -en azından aynı psikoşimik anmaların yeniden yaratılması adına- hem de o psikoseksüel içeriğin uyanıklıkta da ürya hazzının sürdürülmesini sağlaması ortaya çıkacak.

Bir soru: Ürya da beynimizin bir gevezeliği değil mi: O gün, o sırada, o dönemde olanların yansımaları üzerine yapılan konuşmaların ve felsefelerin yansımalarının görülmesi…

Büyük bir binadan çıkmaya çalışıyoruz sevgilimle. Yani âşık olduğum kadın. Bunu okurken o iflah olmaz “o kadın da sana âşık mı” tartışmalarına şimdilik lütfen girmeyelim. Büyük bir binadan çıkmaya çalışıyoruz sevgilimle, çünkü o binaya kimseler yokken kaçak girmişiz. Bir iyilik ya da yardım adına. İkimizin sadece orada olması da bunu açıklıyor. Demek ki o binanın sahipleriyle -ki az sonra geleceklerdi- bir mücadelemiz ya da kavgamız var. Her ne aldıysak habersizce oradan çıkmak birkaç kimlik ve kontrol noktasından geçmemize bağlı kesinlikle. Bunları yaparken onun yanında olmak, onunla bu heyecanlı ortamda yaşamak bana çok haz verdiğini sürekli düşünüyorum. Onu çok özlemişim de hangi ortam ve yerde olursa olsun onunla olmayı çok istiyormuşum gibi.

Onun o amansız tehlike içinde ikimiz arasında da lider olduğunu hissediyorum. Davranışları bunu gösteriyor. Öte yandan normal hayatta uzun süredir, en azından gözlemlediğim, yaşadığım kadarıyla liderlik, yani önde durma, öne atılma konularını tevazuyla karşılayan güzel bir kişiliği vardı aşkımın nesnesinin.

Yanyanaydık hep. Silahlarımızı hatırlamıyorum, ama yaratıcı ve ilginç donanımlarımız vardı belimize ve bacaklarımıza asılı, tutturulmuş. İçlerinde kaçmaya çalıştığımız yerden alınmış şeylerle dolu ceplerden söz ediyorum. Romantik bir papağan gibi ben sürekli seviniyorum, mutluyum. Ürya olduğunu bilmediğim üryamda tehlikesiz korku algılamıyorum. Tek bir şeyi anlamaya tatmaya izin var: Aşk.

Aşk da bir tehlike. Uyanıkken adrenalin, endorfin ve feromon kaynağı. Aşk belki de evrendeki tek gerçek ve her yere oksijen ve yerçekimi olmadan gidebilen tek varlığımız. bkz Yıldızların Arasında Ne var? yazım

Ah keşke üryadan beden ve ruhumuzu da getirebilseydik bu dünyaya.

Kuşkusuz daha güzel olurdu her şey.


(2022)


3 yorum: