“Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın.” SHAKESPEARE
AŞK
Buralara bir yere koymuştun. Aşk, nerdeydi, yoksa unuttun mu? Gök haritanda kaçıncı dünya yılındasın, bakmaya korkuyorsun. Ne var ki tüm yaşamın boyunca, daha güzel bir duygu ve varoluş biçimi tanımadığın için çok mutlusun. Neden yaşadığını artık daha iyi biliyorsun.
BARIŞ
Çöllerden yürütmen gerekse de gemilerini, temiz bir tuz kokusu alacaksın felaketleri ve kavgaları her durduruşunda. Bu yıl ayrımında durup bir kez daha düşün, kardeşliğe ve dayanışmalara daha kolay ikna edebilmek için tüm dünya dostlarını, daha ne kadar cesur ve akılcı olmalısın?
CENNET
Karşılığı ve zıttı olmayan her mutlak mutluluk mekânı düşlediğinde tüm yanılgıların, hata paylarının da başka bir dünyaya ait olduklarını göreceksin. Sen nerdeysen orası en mutlu olacaktır.
ÇABA
Çalışmak yoracak, saatler için ve zamanın içinde işlediğin sürece. Çabalarınınsa karşılığı geç, ama zamansız ve tükenmez olan çalışmalar olduğunu bilmelisin.
DEVRİM
Değiştiremediğinde, değiştirmeyi bir kez daha, hatta sonsuz dene. Ve değiştirmeyi de değiştir, tüm başlar karanlık çukurların içine çekildiğinde. Işığın olduğu her yerde aydınlık umudu var.
ESKİ
Geçmişi hatırlarsın, fakat unutursun eskiyi. Hatırladığın sürece her şey geçmiş ve yenidir.
FAZLA
Az olmayı nasıl öğrendin? Az daha. Az sonra. Az’ı en fazla olguları pekiştirmek ve çoğaltmak için kullanıyorsan, iyi bak, aslında az yoktur.
GEÇMİŞ
Zamanın geçmesini yaratmasaydın, düşün, nasıl düz ve sıkıcı bir yer olacaktı dünya, üzerine yıkılacaktı tüm yörüngeler.
HATIRA
Orada olduğuna dair bir hafıza gözkırpması. Yüzündeki zarfın içinde sık gülümsemeler, aralıklı soru işaretleri ve durmadan ünlemler.
IŞIK
Korkularının karanlıkla yıkandığını hayal et. Kurulanınca da etrafına neşe ve güzellik saçtığını. Ve aç gözlerini. O zaman göreceksin gerçek ışıklarını kalbinin. Işık görülmez, gösterilir.
İŞ
Her şeyi masa başında anlamak ve açıklamak ne zamandır bir iş olageldi.
JALUZİ
Onu görmeyenleri görmek, onu görmek mi demektir?
KARANLIK
Orada, ışık kulesi olmuş deniz fenerlerini yitiren tüm gemiler.
LEZZET
Balık ya da kıyıdan birkaç kilometre ötede bir düşler ağı. Aç çocuk iskeleden yine geri dönüyor tatlı yengeç sepetine.
MUTLULUK
M ile başlayan kelimelerin hiçbiri mutlu değil. O da. Sırf onu düşündüğü için belki.
NEDEN
Bitti. Neden. Başlamadı. Ben. Olmadı. Sen.
ORTALAMA
Kürenin yarıçapında oturuyoruz. Dairenin çevresinden tanışıyoruz. Silindir yüksekliği kadar komşuyuz. Ortak dostumuz Pi.
ÖZLEMEK
Seni unutsam seni özlemeyi unutmuyorum. Seni özlemesem seni unutuyorum.
PARAGRAF
Uzunluk birimleri olmasa belki de sonsuz yazacağım her kısa ânı.
RESİM
Çerçevede bir aşağı yukarı yürüyorum. Müze kapanış saatine daha çok var. Yalnızlığıma.
SES
Duyuyor, ama göremiyorum seni. Yağmur tıpırtıları, pencere kanatlarının rüzgârda vurması, saksı çiçeğinin sallanması senin yankılanmaların.
ŞİİR
Bütün son dizelerinin olduğu yerde, ölüm tarihleri de taşlara kazılı.
TUTKU
Ateş pantolonun tutmayan ütüsü. Güvercin desenli mavi gömlekten gök. İkisi birbirine karışınca sessizlik büyük bir çığlık isteği.
UYKU
Ayak uçlarıma kadar yaklaştı gecenin sessiz demeçleri. Rüyayı geciktirmek için mi onca kıpırdanma, sağa sola dönmeler.
ÜTOPYA
Ay’ın da dünyada olduğu bir ülkeydi sadece istediğim. Noktalıvirgül Cumhuriyeti.
VE
Ve zamansızlık kazandı.
YAZ
“Seni ve yazı seviyordum. Yaz, seç dedi bana o mu bu mu yoksa geçen yaz mıyım
Senin adının geçmesi için bir yazın içinde serbest bıraktım seni ve bunu anlamadın” *
ZAMAN
Geçti. Sondu. Yarındı, tüm ertelemelerin ortak adı.
*) Yaz
N. ile O.? Hep daha fazlasını istiyoruz okur olarak, değil mi..
YanıtlaSilN >
Silzaman, kaybedince anladığımız; anlayınca kaybolduğumuz
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSileski yazdıklarınızı silinmesine çok üzüldüm sevgili ay'şe
YanıtlaSilSevgili Halil Gökhan, Özdemir Asaf ustayı varsıllaştırarak yaşatıyorsunuz.Yüreğinize sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim
YanıtlaSil