3 Aralık 2011 Cumartesi

DİKİZ AYNASI


DİKİZ AYNASI

Dikiz aynasına son kez baktığımı bilmiyordum.
Hatırladığım kızıl saçlı bir kadındı. Arabasından önce kızıl saçları dikkatimi çekmişti. Sanki "60 Saniye" filminden çıkmış bir sinema yıldızı gibi (ama kesinlikle Angelina Jolie'ye benzemiyordu; ondan daha da güzeldi) bendeki gizli kilidi açmak üzere üstüme üstüme geliyordu. Dikiz aynasında yüzü büyüyor ve bense bu yüzün gerçek ebatlarına kavuşacağı yüzümde bir nefese dönüşeceği yakın temas mesafesini bekliyordum.
Pek yakışıklı biri sayılmam. Üstelik arabaya kullanmaya geçen hafta başladım. Fakat direksiyona hayatımda ilk kez geçtiğim birkaç ay öncesinin o sıcak yaz gününde bu aygıtın aslında benim için yaratılmış olduğunu anlamıştım.
Yolların üstüme üstüme gelerek sonra ikiye ayrılması... Ağaçların boyunun uzadıktan sonra kulaklarımı yalayarak kaybolmaları... Bulutlarla yarışmak... Siper camına ansızın bir kuşun çarpması... Havanın, bazen bir sis bulutu şeklinde yarılması... Rüzgarın ıslığı...
Hepsi de beni bekliyormuş meğer, bu meşinle kaplı koltuğa oturduktan sonra.
Bazıları beni direksiyonda, siyah bir arabanın içinde gördüğünde sanki yıllardır, orada oturduğum gibi bir hisse kapıldığını söylüyordu. Bunlardan biri de sevgilimdi. Yani eski sevgilim. Bu arabayı çılgınlar gibi kullanmaya başladıktan sonra, onun bana yakışmadığını düşünmeye başlamıştım. Ve onun insanı delirten yavaşlığından kurtulmak o kadar da zor olmadı.
Dün gece bitirdim bu işi. O artık hayatımda yok. Öyle birini tanımıyorum. Tanıdığımı bile hatırlamıyorum hatta.
Kızıl saçlı kadının gözleri iyice büyümüştü dikiz aynasında. Sonbaharda eşine az rastlanan bu güneşli havada neden gözlük takmadığını merak ediyordum.
Fakat birden gözler kayboldu; ya kadının arabası çok yaklaştı ya da...
Dikiz aynasından başımı ayırıp arkama baktığımda ne kadını, ne kızıl saçlarını ne de arabasını göremedim.
Başımı bu kez hemen yola çevirdim. Beni hızla sollamış olabilirdi.
Fakat yirmi metre kadar önümde park etmiş bir kamyonun kasasının oluşturduğu karanlık bir tünelden başka bir şey yoktu.
Ve bu tünelin ucunda ışık yoktu.

Dikiz aynasına son kez baktığımı bilmiyordum. Son bir kez daha dikiz aynasına baktığımda kadının gülümsediğini gördüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder