8 Şubat 2021 Pazartesi

Evren Yeşildir


Yaklaşık üç asırdan bu yana fizikçiler, ışık denen muammayı çözmeye çalışıyorlar. Isaac Newton, 1666 yılında, bir cam prizmadan güneş ışığını geçirerek; kırmızı, sarı, yeşil ve maviden oluşan bir gökkuşağı elde etmişti. O zamandan bu yana, renklerin, 350 ile 750 nanometre (nm) arasındaki güneş ışığının muhtelif parçalarından başka bir şey olmadıkları biliniyor. Renklerin ayrıştırılması işlemi, geriye doğru da gidebilir. Eğer yeşil, kırmızı ve mavi ışık karıştırılırsa, beyaz ışık elde edilir. Bilimsel olarak bakılırsa, beyazla siyah, renk değildir.

Newton'dan tam bir yüzyıl sonra, Goethe de renkler dünyasına el attı. "Renklerin Öğretisi" adlı kitabında Goethe, sarı, mavi, kırmızı yanında bunların karışımlarından oluşan mor, turuncu ve yeşil renkleri de tarif ederek, bu altı renkten oluşan (günümüzde de hâlâ sanatsal renk kompozisyonlarının temelini oluşturan), 'renk çemberini" düzenledi.

Burada Goethe ve Newton birbirleriyle çelişkiye düşmüş sayılmazlar. Çünkü, renklerin farklı iki tipi var. Newton, prizma ile, sadece ışığın renklerini açıklamıştır. Goethe'nin belirttiği ise, maddelerin renkleri. Cisimlerin renkleri, güneş ışığının bir kısmını emmeleri, bir kısmınıysa yansıtmaları ile oluşuyor. Bir örnek verirsek; kırmızı bir gül, ışığın yeşil dalga boylarını absorbe eder ve geri kalanını yansıtır. Bizim gördüğümüz, beyaz eksi yeşildir. Bu da, kırmızıyı verir. Gülün sapı ise, tam tersini yapar: Beyaz - kırmızı = yeşil. Canlı cansız bütün cisimlerde aynı olay gerçekleşiyor.

Nereye baksak o renk. Dünya üzerinde en çok bulunan renklerden biri. Kırmızı ne kadar insan bedeninin yeryüzünde olmanın neşeli çığlığını veriyorsa yeşil de o kadar karşılık veriyor: Doğanın karşılama rengi sanki. İnsanı kucaklayan mavi Dünya gezegeninde hep onun yanında, yaşamak için ayakta kalmak içim umut veren, hayat veren bir renk.

Yeşil renk sakinleştirici bir özellik taşıdığı için, enerjimizi dengeliyor ve şefkat duygularımızı arttırıyor. Sahip olduğu özelliklerden dolayı, sinir sistemini dengeleyici ve ateş düşürücü etkiler gösteriyor. Renk spektrumunda maviye yakın olan açık yeşil (camgöbeği tonları) birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Dostluk, ümit, inanç ve barış duygularının geliştirilmesinde de yeşil rengin enerjisinden yararlanılıyor. Yeşilin en etkili olduğu bölge, kalp şakrası. Bu özelliği ile kalp rahatsızlıklarında, yüksek tansiyonda, baş ağrısı ve bitkinlik hallerinde tedavi amaçlı olarak kullanılıyor. 

Yeşil umudun ve doğanın rengi. Doğurganlık ve huzur yeşilin anımsattığı diğer değerler. Yeşil-sarı ilk baharın gençlik gücünü doruğunda gösteriyor. Maviye kayan bir yeşilde manevi yaşam ötesi artıyor. Yeşil, rengine ve açıklık koyuluk derecesine göre çok çeşitli anlamlar ifade edebilir. Ayrıca kültürel/dinsel faktörler yeşil rengin algısında önemli rol oynar. 

Baş ağrısı, yüksek tansiyon, mide ülseri ve kanser gibi rahatsızlıklara karşı yeşil renk öneriliyor. Yeşil renkle ilgili şakraları düzgün çalışan kimselerin vicdan sahibi ve adil kişiler olduğu ileri sürülüyor. Bu renk merkezi özellikle ruh sağlığı açısından çok önem taşıyan bir merkez. Eğer yeşil renkle uyum hali içinde bulunan bu şakra düzenli çalışmıyorsa, bu kişiler kötü kalpli ve kindar bir kişilik sergiliyorlar. Arkadaşlarına ihanet edebiliyor ve başkalarıyla asla işbirliği içinde olmuyorlar. 

Yeşil renk ruh ile beden arasında denge ve uyum kurulmasında önemli bir renk. Bu renkle ilgili tedavi esnasında sodyum, bakır, nikel, krom, kobalt, azot, klorofil, demir sülfat gibi elementlerin hastanın üzerinde bulunması tavsiye ediliyor. Baş ağrısı, kan çıbanı, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, mide ülseri ve kanser gibi rahatsızlıklar hep bu merkezin düzensiz çalışmasından dolayı ortaya çıkıyor. Tedavi devam ettiği süre boyunca bol miktarda yeşil sebze ve meyvelerin yenilmesi tavsiye ediliyor. 

Yeşil doğanın, ağaçların rengi. Tabiat rengi olduğundan rahatlatıcı, huzur verici. Bu renk klorofil ve karbon rengidir. Hint geleneksel tıbbına göre, yeşil renk insan bedenindeki uyumsuzlukları dengeliyor. Psikolojik problemlerin giderilmesinde çok önemli rolü var. Uykusuzluklara, aşırı heyecanlara bel ağrılarına, yüksek tansiyona, alkol bağımlılıklarından doğan asabiliklere , aynı zamanda mide, akciğer, rahim, göğüs ve kalın bağırsak kanserindeki ilerlemeleri durduruyor ve ağrıları dindiriyor. Uzmanların yine de üzerinde birleştikleri bir konu var: Bu renk uzun zaman kullanılmamalı.


Yeşil, renk körlüğünün de belirleyici renk. Renk görme ile ilgili olan koni reseptör hücrelerinin algıladıkları ışık dalga boyları ölçüldüğünde bu konilerin her birinin görme spektrumunda yer alan renklerden yalnızca bir tanesinin görülmesiyle ilgili oldukları bulunmuş. Bu üç koni tarafından algılanan renklere üç temel renk deniliyor. Bu temel renkler KIRMIZI, MAVİ ve YEŞİL. Görme spektrumunda yer alan ve normal insan tarafından ayırt edilebilen 180 ayrı rengin tamamı renk görme ile ilgili 3 ayrı renk konisinin değişik oranlarda uyarılması ile gerçekleştiği ortaya çıkıyor. Buna bağlı olarak örneğin, sarı renge ait dalga boyu, kırmızıya ve yeşile duyarlı reseptörleri birlikte uyararak, sarı renk duyusunun oluşmasını sağlayabileceği gibi kırmızı ve yeşil temel renklerinin karışımı da aynı renk duyusunu oluşturabiliyor.

Normal bir insanın renk görmesi, üç ayrı cins koni hücresinin uyum içinde çalışmasıyla gerçekleşiyor. Bu tür normal görüş "trikromat" renk görme olarak nitelendiriliyor.

Eğer bir kimse renk görmede yalnızca iki koni hücresine sahipse ve bu iki koni hücresiyle algılanabilen renkleri ve onların karışımlarını görüyorsa, bu şekilde renk görmeye "dikromatik" renk görme veya dikromatik renk körlüğü deniliyor. Bu durumdaki kişilerde renk görme ile ilgili olan bir koni şeklinin yokluğu düşünülmekte.

Bir koni çeşidinin bulunmadığı dikromatik renk körlüğü, yok olan pigmentle ilgili olarak,

- kırmızı renge duyarlı koni hücreleri yoksa, "PROTONOPIA" kırmızı renk körlüğü,

- mavi renge duyarlı koni hücreleri yoksa, "TRITANOPIA" mavi renk körlüğü,

- yeşil renge duyarlı koni hücreleri yoksa, "DEUTERANOPIA" yeşil renk körlüğü deniliyor.

Örneğin, kırmızı rengi ayırt eden koni hücresinin olmadığı protonopia durumunda sadece koyu kırmızı renk algılanamıyor. Kişinin gördüğü renkler koni hücreleri ile ilgili olarak yeşil, mavi ve bu iki rengin karışımıyla görülen renkler. Yeşil ayrımı yapan yeşile duyarlı konilerin bulunmadığı deuteronopia’da ise, yalnızca kırmızı ve mavi renkler ile bunların karışımı görülüyor. Yeşil renk ayırt edilemiyor.

Renk görme bozuklukları seks kromozomları ile resesif olarak nesilden nesile geçiyor ve ilgili genin kalıtımla geçişini X kromozomu sağlıyor. Erkeklerde XY kromozomu, kadınlarda ise, XX kromozomu olduğundan ve genin özelliğinin resesif olmasından dolayı, erkeklerde mevcut bir X kromozomunda kadınlarda ise, her iki X kromozumunda bulunmasıyla ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle erkeklerde kadınlardan daha sık olarak görülüyor.

Yeşil renk görme bozukluğu en sık görülen durum. Bundan sonra görülme sıklığı itibarıyla yeşil renk körlüğü, kırmızı renk körlüğü ve kırmızı renk görme bozukluğu geliyor.

Renk körlüğü olan erkeklerin kız çocukları renk körü olmamakla birlikte renk körlüğünün taşıyıcısı durumundalar. Taşıyıcı kadınların erkek çocuklarının yarısı da renk körü olarak doğuyor.



Renk körlüğünün açığa çıkarılması ve ayrıca renk körlüğü veya renk görme bozukluğunun tipinin belirlenmesine yarayan pek çok test vardır. Teşhiste en kolay yol, renkli iplikleri karıştırıp, şahıstan renkleri gruplandırarak ayırmasının istenmesi. Renk görme ile ilgili problemi olanlar, bu işlemi beceremezler. Teşhiste ayrıca ishihara ve Stilling levhaları da kullanılmaktadır. Bu levhalar renkli noktalardan yapılmış. Renkli noktaların içine ise renk körlüğünü veya renk görme bozukluklarım ortaya çıkaracak şekilde özel olarak renkli sayılar, şekiller veya harfler yerleştirilmiş. Renk görme problemi olan kişiler bu harf, şekil veya sayıları ayırt edemiyor; böylece teşhis konulmuş olunuyor.

Değişimin ve dönüşümün rengi yeşil aslında ana renk değil, mavi ve sarı rengin karışımı. Fakat, parlak olandan en pastel yeşile kadar çeşitlilik gösteren ve en fazla gördüğümüz, bildiğimiz bir renk. Dünyaya daha yakından baktığımız zaman, daimi bir değişim ve dönüşüm içinde bulunduğunu gözlüyoruz. İçsel olarak bir değişim dönemine girmiş bulunan kişiler, alışveriş yaparken ve kendilerine kıyafet seçerken, farkında olmadan yeşilin tonlarını tercih ederler. Çünkü renkler ihtiyacımız olan enerjinin harekete geçmesinde bize en fazla yardımcı olan unsurdur. 

Eğer bir değişim süreci içinde bulunuyorsanız ve çok fazla bunun sıkıntısını yaşıyorsanız, üzerinizde, evinizde ya da işyerinizde yeşil renk bulundurmanız gerekiyor. Böylece, ihtiyacınız olan değişim enerjisini harekete geçirmeyi başarabilirsiniz. 

Araştırmalara göre yeşil gözlü insanlar çabuk tepki veren esnek insanlardır. İçgüdüsel olarak hemen o anda olayları değerlendirir ve yargılarlar, işte o ilk düşünceleri önemlidir çünkü genelde doğruyu bulurlar. Durup dururken ortada kaldıklarını sanırlar ama bu onlar için salt bir duygudur. Yeşil gözlü insanları bir düzene veya klasmana sokamazsınız, sizi her an şaşırtırlar. İnsan sevecen ve besleyici, onunla yaşamaktan zevk alırsınız, size zevk verir, kendinizi sıcak bir günde ulu bir meşenin altında serin bir gölgede bulursunuz. bilimsellik, sevecencilik, maceraperestlik, yenilikçilik sizin özelliklerinizdir. Özellikle doğa yeşili; uysal, etkili, ruhsal, gizemli ve duyarlı olmanızı sağlar. Yeşilin müzikteki notası fa'dır.

Saygı uyandıran, dikkat çeken bu renk aynı zamanda bağımsızlığı simgeliyorr; kalıplardan kurtulmayi ve gelenekleri yenilemenin gereğini anlatır. Yeşili seven biriyseniz size en yakın rahatlatıcı renk mavi olacaktır. Mavi-yeşil renkler yaratıcıdır; moda, gastronomi sanatı ve dekorasyon için mavi-yeşil renkleri sevmeniz önemlidir. 


2 yorum:

  1. Özellikle renk körlüğü konusunda yazdıklarınız çok ilgimi çekti. Bilgilendirici, akıcı bir yazı olmuş. Elinize sağlık!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu bir sanat dergisi yazısıydı. bazı dergilerde nedense yazı ikinci plana atılır, ama benden bu yazıyı istemekle hata ettiler elbette. çünkü sanırım en güzel yazılar ısmarlama olanlardır. insanın tepesinden duran gölgeler vardır. onlarla monologa dönüşen yazının tadından yenmez genellikle.

      Sil